İslam hukukunda genel olarak akitlerde serbestlik ilkesi benimsenmiştir. O nedenle bir işlem İslam hukukunun ticarette belirlediği faiz yasağı, karşılıksız kazanç, kumar vb. hususları içermediği sürece caizdir. İslam hukukuna göre para cinsinden olan şeylerin birbirleri ile değiştirilmesinde peşin olma ve eşitlik şartı aranmıştır. Bu iki şarttan birine riayet edilmediği taktirde, işlem faizli bir muameleye dönüşür ve caiz olmaz. Eğer kaldıraçlı piyasalarda bedellerin peşin olması şartına dikkat edilmiyorsa, yani işlem yapan kişinin hesabına para belli bir vade ile yani belli bir zaman sonra yatırılıyorsa, bu işlem caiz değildir.
Bu piyasada işlemler kaldıraç sistemi uygulanarak işlemektedir. Yani kişi bu sisteme belli bir para yatırdığı zaman, yatırdığı paranın birkaç yerine göre on, yirmi gibi katlarında işlem yapabilmektedir. Teminat olarak yatırdığı paranın üzerinde yaptığı işlemlerde ise, fazlalık ilgili kuruluşça kendisine borç olarak verilmiş kabul edilmektedir. Ancak çok gariptir ki, kişi yaptığı işlemler neticesinde sadece yatırmış olduğu teminat miktarındaki zararı karşılamakla yükümlü kılınmaktadır. Bu, İslam Hukuku’nun Borç (Karz-ı Hasen), Vekalet, Ortaklık gibi ilgili işlemlerinden hiçbiriyle uyuşmamaktadır.
Ayrıca verilen bu borcun hayali ve sanal olması şüphesi bulunmakta olup İslam Hukukunda “olmayan (madum)” veya “belli olmayanın (meçhul)” satışı da caiz görülmemiştir. Neticede ilgili kuruluşlar bu kaldıraç sistemini yatırımcıların iştahını kabartmak maksadıyla yem olarak kullanıp daha fazla kişiden, daha fazla teminat alarak, bu sistemin içerisindeki sıcak parayı artırmaya ve bu parayı faiz vesaire her türlü yolla değerlendirmeye çalışmaktadırlar. Teminat sahipleri de kumara benzer bu piyasada bir maceraya sürüklenmektedir.
Sonuç itibariyle; sanal bir döviz bürosundan internet ortamında döviz satın alma gibi lanse edilen kaldıraçlı piyasalar, para cinsinden olan şeylerin değişiminde bedellerin peşin olması, kaldıraç sisteminin de normal bir borç verme işlemi olmayıp İslamca yasaklanan, karşılığında bir menfaat elde etmek için verilen sanal bir borçtan ibaret olması (İslam hukukunda borç karşılığı menfaat temini yasaklanmıştır, zira bu faizdir.) olmayan ve meçhulün satışı şüphesini içermesi gibi nedenlerle kaldıraçlı piyasalarda işlem yapmak, bu yolla kazanç temin etmek dinen uygun değildir.
Merhaba benim anlamadığım şu; kaldıraçlı işlemlerde aynı sokakta bazı malları düşükten alıp sürümden kazanıp yukarıda karlı olarak satmak gibi bir durum söz konusudur. Bu hususta, ticaretin sadece sanala dönüştürülmüş halinin neden caiz olmadığını anlamadım.
Merhaba
Bu yeni halka arz edilen senetlerin de caiz olup olmadığını da yazsanız hayırlı bir il yapmış olursunuz. Sitenizin sadece katılım üzerinden değil de bu güncel arzlara yer verirse daha uygun diye düşünüyorum. Hayırlı akşamlar.
Süleyman bey ” İslam hukukuna göre para cinsinden olan şeylerin birbirleri ile değiştirilmesinde peşin olma ve eşitlik şartı aranmıştır.” cümlesini biraz açar mısınız? Para cinsinden olan şeylerden kasıt, altın ile altın, TL ile TL, dola ile dolar gibi bir değişimi mi kastediyorsunuz, yoksa altın ile TL veya altın ile dolar gibi çaprazlarını mı kastediyorsunuz. Buna bir açıklık getirirseniz maksat daha iyi anlaşılmış olur….